Dinlerin hipnoza bakışı, dinlerin hayat, ölüm, ruh, bilinç ve irade gibi kavramlara yükledikleri anlamlara ve hipnozun bu kavramlarla ilişkisine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Hipnozun bir tedavi aracı olarak kullanılması genellikle dinler tarafından kabul edilirken, hipnozun bir eğlence veya manipülasyon aracı olarak kullanılması dinler tarafından reddedilmektedir. Böylece hipnozun dini bir uygulama veya ritüel olarak görülmesi ise dinler arasında farklı yorumlara neden olur.
İşte yaygın dinlerin hipnoza bakış açılarıyla ilgili özetlemek istediğim bilgiler:
Yahudilikte hipnoz, Talmud’da “kış uykusu” olarak adlandırılan ve peygamberlerin ilahi ilham aldığı bir durum olarak tanımlanır. Yahudilikte hipnozun tedavi amaçlı kullanılması caiz görülürken, hipnozun sihir veya büyü ile ilişkilendirilmesi yasaklanır.
Hristiyanlıkta hipnoz, ilk dönemlerde şeytanın işi olarak görülürken, sonraki dönemlerde bilimsel bir yöntem olarak kabul edilmiştir. Hristiyanlıkta hipnozun tedavi amaçlı kullanılması genellikle sorun teşkil etmezken, hipnozun dini bir uygulama veya ritüel olarak kullanılması tartışmalıdır.
İslam’da hipnoz, Kur’an ve hadislerde açıkça bahsedilmeyen bir konudur. İslam’da hipnozun tedavi amaçlı kullanılması caiz görülürken, hipnozun sihir veya büyü ile ilişkilendirilmesi haramdır.
İslam’ın hipnoza bakışı, hem olumlu hem de olumsuz yönleri olan bir konudur.
Hipnozun olumlu yönleri, insanlara psikolojik, fiziksel ve ruhsal faydalar sağlamasıdır. Hipnoz, stresi azaltmak, ağrıyı hafifletmek, olumsuz alışkanlıkları bırakmak, özgüveni artırmak, hafızayı güçlendirmek gibi pek çok amaç için kullanılabilir. Hipnozun bu tür kullanımları, İslam’ın insana değer vermesi ve onun mutluluğunu istemesi ile uyumludur. Nitekim bazı İslam âlimleri, hipnozu tedavi amaçlı olarak caiz görmüş ve bunun için bazı şartlar ileri sürmüşlerdir. Bu şartlar şunlardır:;
* Hipnoz yapan kişi güvenilir, ehil ve ahlaklı olmalıdır.
* Hipnoz yaptıran kişi rızasıyla ve iyi niyetle bunu yapmalıdır.
* Hipnoz sırasında İslam’a aykırı hiçbir şey söylenmemeli ve yapılmamalıdır.
* Hipnoz sadece tedavi amaçlı olarak yapılmalı ve başka bir maksatla kullanılmamalıdır.
* Hipnoz Allah’ın izni olmadan hiçbir şey yapamayacağını bilmeli ve Allah’a güvenmelidir.
Hipnozun olumsuz yönleri ise, insanların iradesini zayıflatması, onları yanlışa ve kötüye yönlendirmesi, onlara zarar vermesi veya onları aldatmasıdır. Hipnoz, sihir, büyü, falcılık gibi şeylerle ilişkilendirilebilir ve bunlar İslam’a göre haramdır. Hipnoz yapan kişi, hipnoz yaptıran kişinin zihnine girebilir, onun sırlarını öğrenebilir, onu istemediği şeyleri yapmaya zorlayabilir veya onu kendi çıkarları için kullanabilir. Hipnoz yaptıran kişi ise, hipnoz yapan kişiye bağımlı olabilir, onun söylediklerine itaat edebilir, kendi iradesini kaybedebilir veya inancını zedeleyebilir. Bu nedenle bazı İslam alimleri, hipnozu tamamen haram görmüş ve bunun şeytanın bir oyunu olduğunu söylemişlerdir.
Görüldüğü üzere kolaylaştırma dini olan İslam, istismar edilmedikçe hipnozu caiz ve helal olarak görmektedir.
Uzak doğu dinleri arasında Hinduizm, Budizm, Caynizm ve Sihizm gibi farklı inanç sistemleri vardır. Hint dinlerinde hipnoz, genellikle meditasyon, yoga, trans ve nirvana gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Hint dinlerinde hipnozun tedavi amaçlı kullanılması kabul edilirken, hipnozun dini bir uygulama veya ritüel olarak kullanılması ise bu dinlerin öğretilerine göre değişir. Dolayısı ile hipnoz ile tedavi, hipnozun tıbbi bir amaçla kullanılmasıdır. Hipnoz ile tedavi, stres, depresyon, fobi, bağımlılık, ağrı, sigara bırakma, kilo verme gibi çeşitli rahatsızlıklarda etkili olabilir. Bu yönüyle bakıldığında yani hipnoz bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığında hiçbir din açısından sakıncalı değildir.